Zamanın Ruhunu Okumak

M. Güven KARAOĞLU

“Bir köy var uzakta o köy bizim köyümüzdür…” ile başlayan bize bir o kadar yakın lakin bir türlü erişemediğimiz, hasret duyduğumuz, sakin ve bir o kadar dinamik terimleri olan bir yerleşke. Anadolu dediğimiz, bize “Ana” olan bu topraklar iki asırdır komada. Özümüzü kaybetmiş, kaybettiğini bile farkında olmayan bir nesil ile karşı karşıyayız.

Köyümüz, şehrimiz, meskenlerimiz odalarımız… Yesrib iken Medine olan “Medeniyet” olan o günlerden içini, boşalttığımız anlamlar, kavramlar ve şehirler. Yol medeniyet ise, su medeniyet ise, şehirde kimliktir. Beşer olmadan doğa olsa da şehir olmaz. Bu yapının kolonlarını beşer oluşturmaktadır. Bizim bize ihtiyacımız var. Bizim özümüze dönmeye ihtiyacımız var. Bizim kimliğini sokakları ile caddeleri ile medeniyetimizi ilmek ilmek, yansıtacak dimağlara ihtiyacımız var. Varoluş ilkesi “oku” ile başladı. Yaradan Rabb’inin adıyla oku…

Bu okumak bizi biz yapan değerlerimizi oluşturdu. Gönülde bir evdir, nazargâhtır. İnsanların mekana ihtiyacı vardır. Peygamber zamanında bu mekan Kâbe’dir. Kutsal bir mekan. Zamanın ruhunu okumak lazım. İnsanlar buradan yola çıkarak İslam Medeniyeti’ni kendi özgün sesini bulmalı ve şehirlerine yansıtmalıdır. Zihinsel ve duygusal ilişkisi olan yapılar inşa etmeliyiz.

DOĞAYA DÖNÜŞ

M. Güven KARAOĞLU İnsanın doğaya dönüşü, çok da uzak bir hayal değil.  İnsanlardan olabildiğince kopup tamamen doğayla bütünleşmek gibisi var mı? Sadece […]

Yorum Yaz