Merve Nur MADEN

Merhaba.
Birileri, birilerinin kalp ağrısı hep bu dünyada. İnsan, insana ne büyük imtihan sevgili okur…
Öyle ya, insan bu evvelâ, kalbiyle yaratılmış. Her ne kadar unutsak da varlığını, o hep orada…
Sanmak demiştik hani geçenlerde, insan sadece sanmıyor ki. Bekliyor da… Beklemenin mayasında da umut etmek var. Umut etmek değil mi insana koca bir orduya kafa tutturacak kuvvette hissettiren ve yine o değil mi gün be gün ömürden ömür götüren…
Ne çok şey bekliyoruz.
Kimimiz bir telefon, kimimiz bir mesaj, kimimiz kalpten bir merhaba, kimimiz bir özür bekliyor. Beklemek de sanmanın yakın arkadaşı aslında. Peki beklemek, yazılan üç beş satıra sığacak kadar kısa mı sevgili okur? Değil.
Beklemek, bir ömür pahası… Kimimizin ömrü ona bile yetmezken hem de… Öyleyse beklemek bile bir nasip meselesi değil de ne? Düşün ki beklemek istediğiniz o her neyse, onu beklemek bile nasip olmayabiliyor size…
İnsan bazen, gelmeyen bir mevsimi özlüyor. Üstünden mevsimler geçen sevdâlar var sevgili okur. Mevsimler geçse de hatırda kalan… Mevsimlerle solan ama mevsimlerin solduramadığı. Yeri dolmayan bazı hisler, kaç zaman geçerse geçsin kapanmayacak yaralar var. O yaralar ki, siz yâr oldum sanırsınız ilkin sıcak bir kalbe. Hemhâl olur içiniz bir çift gözle. Yoldan geçen bir kediye gülümsetir sizi kalbinize sığmayan muhabbetiniz. Oysa yalnızca yaralı bir kalbin misafirisinizdir gideceği saati bekleyen.
Yaralayanın, yaraladığını bilmediği bir dünyada… Suç yarada mı, yaralananda mı şimdi? Her sıcak ısıtır mı sevgili okur? Soba ısıtıyor diye korla yıkanır mı hiç yüz?
Bir yaranın sebebi beklemeye değer mi, beklemek nasibimize düşer mi bilmem ama bana sorarsanız, kimseyi sarmayın kabuk bağlamamış yaralarınıza. Umut etmek de bir çeşit beklemek… Filizlenmeyeceğiniz bir kalbin girmeyin günahına. Bu hayat, bir âhın bedelini ödemek için çok kısa. Ölüm var sevgili okur.
Yine de mevsimlere yenilmeden bekleyenler, beklenip gelmeyenler, gelse ömre bahar getirecekken, gelmeden de kara kışına râzı olduklarımız var. Hem beklemek bir menzil değil ki, beklemek bir yol. Bekletenimizden râzı olarak bekleyebilmek de düşe payımıza. Yolunuz kavuşmalara çıka….
Hakkında yorum “KALBİN YOLU: BEKLEYİŞLER”
Duygularımızın tercumanı olmuşsunuz Merve Hanım.