Talat Özer Ayağı yere basmayan bir bugünde yürüyor insanlar. Yarını kendilerine değil başkalarına sorarak. İç seslerini bile başkasına emanet ederek. Kararsızlık rüzgarında dalgalanan saçlarına aldırış etmeden adımlar atıyorlar.Kırmızı ışıkta bile karşıdan karşıya geçerken bir başkasına sorma ihtiyacı duyan insanların selam sabah kültürüyle buz dağından olan ünvanlarına sığındığını görüyoruz.Evet üç kitap, […]
Talat Özer
Talat ÖZER Her gün doğan güneş yeni bir şeyler fısıldıyor kulaklarımıza. İçimize akan ırmağın her damlası vaktin anlatısında bir gerçeklik fotoğrafı olarak kalıyor bize. İçimizin yokuşunda nice fırtınalar kopuyor saç tellerimize dertten imgeler yükleyen… Benliğimizin bir köşesinde sessiz bir çocuk gibi oturuyoruz. Oyun çağını yitiren büyükler olarak. Ruhumun seyyah koridorunda, […]
Adıyaman 3 Talat Özer Merhaba Ey Okur. Acının gölgesinden yazıyorum.Bu kaçıncı gelişim, bu kaçıncı şahitliğim bu şehire inanın saymadım. Ömrüm boyunca hiçbir şehire bu kadar gidip gelmedim. Hiçbir şehir yolu Elazığ-Adıyaman kadar sessiz olmadı. Uzak olupta insanların kalp atışlarının sesini bu kadar rahat duymadım.Bu sefer enkaz gölgesinde kurulan çadırların arasında […]
Talat Özer Konuşamıyorum, anlatamıyorum, uzun uzadıya susuyorum. Artık yorgunluğumu ruhumda ve bedenimde oldukça fazla hissediyorum. Bu satırları size çocukların gözlerine sinen korkunun hüküm sürdüğü, annenin evladını kaybettiği, babanın bir enkazda evladının ölüm soğuğu değen elini bırakmadığı, yuvaların yıkıldığı, son akşam yemeğinin yendiği, gözyaşının mevsimsizliğinde ağıtların yankılandığı topraklardan yazıyorum… Telmih Gönüllülük […]
Talat ÖZER Hayat hikayemiz içerisinde belki bir şeyler eksik belki de tamdır. Fakat hiçbir ömür yarım kalmamıştır.Kırılışlarımızın yükünü kalbimiz,düşüşlerimizin cezasını dizlerimiz,vefasızlığın sınavını ise hep beynimiz çekmiştir.Varlık yüzünü yokluğa, yokluk yüzünü varlığa, darlık kendini genişliğe elbette bırakmasını bilmiştir. Cenazede ağlanılıp düğünde gülünmüştür. Şimdi her şeyi bir yana bırakıp size bir soru […]
Talat ÖZER Uzun süredir rutin bir zaman diliminin içerisinde kavrulup gidiyorum, hiç bu kadar yerleşik olarak yaşamamıştım. İlk defa kendimi bu kadar daralmış hissediyorum. Galiba elime valizimi alıp evden çıkışlarımı, otogarlarda pardösümün soğuğu emdiği o yolculukları ya da tren vagonlarında çay yudumladığım o yolculukları özlüyorum. İnsan yüzlerini okumayı, çocukların hareketlerini […]
TALAT ÖZER Sancısını ve sanrısını bildiğimiz bir yer dünya. Bizler de bu üç günlük hikayemizde her günü bir gerçeklik risalesi diyerek vaktin kucağında yaşayıp gidiyoruz. Tanıyıp tanışık oluyor ve tanıklık ediyoruz. Kimi rutin türkülerle kendini bir kolhozun bekçisi sanıp rotasından hiç çıkmıyor, kimi de adımlarını büyüteç etkisiyle kanguru misali atıp […]
Talat ÖZER İçimden geldiğince dilim döndüğünce her çarşamba günü aynanın gülen yüzünü tutup yüzüme kendimde sizi bulup bir şeyler kaleme almak için geldim. Uzun süredir “ses”teydim bu temelli bir dönüş mü bilmiyorum “sus”a? Fakat bir süre sizinle muhabbeti ilerletebilmem için susmak gerekecek. Ben de işini hakkıyla, en iyi şekilde, yapmaktan […]
Talat Özer Örselenmiş ruhlar pazarından geçerken yüzünüze aşina olmak için etrafıma esaslıca bakıyorum. Ne gözüme ilişen bir silüetiniz ne de gözüme tutunan bir gölgeniz var. Çiğnenmiş rüzgarların tenime değdiği bu çağ yanılgısı sanatoryumda avuç içimde sayıkladığım kallavi isimleri karıncaların yuvasından öte toprağa gömüyorum. Gövdesi eski yağ tenekelerinden düzleştirilip çakılan kapılardan […]