MUHARREM HARMANDAR Yerinde olan ve aynı zamanda yerinde olmayan bir eylemi bütünleyen belirteç olarak karşımıza çıkan sadece iki sözcüktür. Peki, iki sözcükten oluşan bu yapıyı nasıl, nerede ve ne zaman; kim kullanır ve kim için kullanır. Yerli yersiz konuşma, yerli yersiz düşünme, yerli yersiz gülme, yerli yersiz ağlama, yerli […]
Muharrem Harmandar
Muharrem HARMANDAR Bir varlığın oluşumuna inanmak kolay değildir ama onda kendini bulmak elbette ona inanma sürecinden daha zorlu ve süreğen bir özümseme olarak şekillenir. Görüngü felsefesi üzerine edebiyat yapan şair bir kimse önce kendi görüngüsü üzerine yeterince düşünmeli ve düşündüğü üzerinde bir inanç kurmalı ki söyleyecekleri söylemiş olduklarının üzerine gölge […]
Muharrem HARMANDAR Bir durumu süreğen hale getirmek o duruma alıştığımızı mı gösterir ya da o durumu sıradanlaştırdığımızı mı kendimize sormamız gerekir. Ya da biz alışmaya bir sıradanlık anlamı mı yükleriz? Yani alışmayı diğer bir ifadeyle süreğen ve sürdürülebilir olmayı, sıradanlıktan nasıl ayrıştırabiliriz? Alışmayı, sadece alışmayı değersizleştirmekle ve alışmaya sıradanlık […]
Muharrem HARMANDAR İnsan görmek istediğini mi görür? Görülmek istenen yanılsamanın kendisini diyebilir miyiz? O zaman yanılsama dediğimiz olay bir gerçekliğe bürünür mü? Eğer yanılsama gerçekliği barındırmıyorsa yanılgı oluşur mu? Tüm bu soru silsilesinin ardında yatan durum insanın gerçek olana inanma ve gerçeği arama çabasından doğar. Yalnız gerçeği aramayı gerçeğin […]
Muharem HARMANDAR Öteki olmak, dışarıda kalmak, çizgiyi aşamamak… Nasıl adlandırılırsa adlandırılsın insanın kendisi yani kendini bulma arayışı hep ötekiyle birlikte ve ötede başlar. İnsan kendisine öteki olduğunda kendine öteden baktığında kuşbakışı misali özünden öteyi de görebilir. Özü anlama ve bulma arayışı kendimize öteki olma sınırlarını aşmamıza olanak sağlar. Bu olanaklar […]
Muharrem HARMANDAR Var ve yok arasında ister net bir fark olduğunu söyleyin ister sisli bir geçiş olduğunu “var” ve “yok” kavramını ortaya koyan “var” kavramının kendisidir. Bu kavramın ortaya çıkışı bir şeyin yokluğu üzerine kurulmuştur diğer yandan. Örneğin bu yazı yazıldıktan sonra vardır. Bu yazının varlığı bu yazıyı bir bütün […]
Muharrem HARMANDAR Yazar yazacağı metni ya bir şeyleri anımsayarak ve anımsadığını önemseyerek kaleme alır yada hayalî olanı düşünüp anılaşmaya olanak olacak yaşamları ve beraberinde sağladığı fayda ya dafaydasızlıkları kaleme alır. Bu metin bu iki durumdan da bağımsız olmadan “anımsamaya dayalı yaşamseçeneği” üzerinde yani yaşamımızı hem nasıl anımsamak üzerine kurduğumuz noktasına […]
Muharrem HARMANDAR Anlaşmakta buluşmak metnini “anlamak üzerine bir anlatı” ve “anlatmak üzerine bir anlatı” adlı metinlerin ortak noktası yani buluşma noktası olarak birleştirmeye karar verdim. Anlamak ve anlatmak sağlandıktan sonra geriye kalan durum ise anlaşmak olarak karşımıza çıkar. Anlaşmak her ne kadar birliktelik ifade eden bir eylem olsa da tek […]
MUHARREM HARMANDAR Anlatmak üzerine bir anlatı yapmaya, daha önce konu edindiğim “anlamak üzerine bir anlatı”adlı metinden yola çıkarak karar verdim. Kişi bir şeye karar verdiğinde nasıl bir yolculuk izleyeceğini,bu yolculukta neleri “neden”den çok “nasıl” yaşayacağını ve bu yolculukta neyi nasıl anlatacağınımerak ediyor ve bunun üzerinde duruyor. Bundandır ki anlatıyı anlatmak […]
Muharrem HARMANDAR Bu yazı köşesi kalemime ayrıldığından bu yana “ne anlatsam, ne desem, ne söylesem” dedim. Anlatmanın buğusundaki güneşin anlamak olduğunu anladığımdaysa bu anlatıyı ortaya koyacak olmanın huzuru ile yazmaya başladım. İnsanın en büyük keyfi de kuşkusuz yaşadıklarını, deneyimlerini anlatmak ve düşüncelerinin anlamsallığa dönüşmesi çabası üzerine attığı adımlardır. Anlatmak, yazılan […]