İNSANLIĞIN DEPREMİ

Nurgül TEKELİ

Büyük oranda veya tamamen insanların kontrolü dışında gerçekleşen mal ve can kaybına neden olabilen olaylara doğal afet denir.

    Her ülke yaşanabilecek doğal afetlere karşı önceden önlem alır hazırlıklı olur, neden? Can ve mal güvenliğini sağlamak için…

   Türkiye’den 3 tane aktif ana fay hattı geçmektedir. En aktif fay kuşağı olan Kuzey Anadolu fay hattı nüfusun çok yoğun olduğu yerleri kapsar. Doğudan başlar ve batıya kadar uzanan birçok faydan oluşur. Türkiye’nin yaşadığı en büyük depremler bu hat üzerinde meydana gelmiştir.

   Doğu Anadolu fay hattı İskenderun Körfezi’nden başlar kuzeydoğu yönünde uzanarak Bingöl çevresinde Kuzey Anadolu fay hattı ile birleşir.

   Batı Anadolu hattı ise Ege’deki horst ve grabenlere  paralel olarak uzanan doğu batı yönlü fay hatlarından oluşur.

    Geçmişe baktığımızda Türkiye’de yaşanan en büyük deprem Erzincan depremi olup büyüklüğü 7.9’dur. Ülkemizde en fazla can kaybının yaşandığı depremlerdendi, keşke hep öyle kalsaydı. 33 bine yakın insanımız hayatını kaybetmiştir.

   Türkiye’de yaşanan ikinci en büyük deprem ise 1999 Gölcük depremi olmuştur. 19 bine yakın insanımız hayatını kaybetmiştir.

    2020 yılı Ocak ayında merkezi Elazığ Sivrice olan 6.5 büyüklüğündeki depremi yaşayalı çok da bir zaman geçmemişken 6 Şubat gecesi büyüklüğü 7.8 ve 9 saat arayla büyüklüğü 7.6 olarak yaşanan iki büyük deprem daha yaralarımız kapanmamışken dah da derinleştirdi. Çok yazık ki 42 binin üzerinde insanımız hayatını kaybetti.

   Türkiye Cumhuriyeti’nin öncesinde de sonrasında da milletimiz depremi tarifi imkansız acılarla tecrübe etmek zorunda kalmıştır.

   Sadece yazdığım depremleri incelediğimizde bile, “Ne öğrendik,” sorsuna ikna edici bir cevap duymuyorum. “ Hangi tedbirleri aldık,” sorusuna ikna edici bir cevap göremiyorum.

    Bizzat şu an hepimizin tanık olduğu asrın felaketi olarak ya da kader olarak nitelendirilen deprem ile ucuza mal edilen, malzemesinden çalınan, kaçak göçek, deprem göz ardı edilerek yapılan inşalar, binlerce insanımıza ölüm kapanı oldu. Her zamanki gibi tek suçlu deprem ve kader!

   Evet deprem bir kaderdir. Canımız sıkılınca hadi fay hatlarının yerini değiştirelim deme lüksümüz yok. Ama bir ülkede küçük şiddetlisinden büyük şiddetlisine kadar yaşanan her depremde can ve mal kaybı oluşuyorsa buna kader deyip geçemeyiz.

    Allah insanı tüm yaratılmışlardan üstün kılmıştır. Aklı, iradeyi sınırsız insana vermiştir. Türkiye, Müslüman bir ülkedir. Müslümanlığın temelini Peygamber Efendimiz (SAV.)  Hazreti Muhammed, bir hadisinde dile getirmiştir, “Ben güzel ahlakı tamamlamak için gönderildim,” demiş ve ahlakın önemini her alanda göstererek örnek olmuştur.

    Peki bizler ne kadar ahlaklı yaşıyoruz? Herkesin şapkasını önüne eğip samimiyetle düşünmesi gerekiyor.  

    Canım ülkemde ise ahlak denilince akla gelen tek kavram namus oluyor. Namusun dışında kalan hiçbir şey de ahlaka bakılmıyor. Ama olsun müslümanız!

   Ahlakı, kişiliğimize ve hayatımıza yerleştirseydik böyle büyük acılar yaşıyor olmazdık!

    İnsanoğlu elinin değdiği her şeyi güzelleştirme yeteneğine sahipken kötüleştirme yeteneğine de sahiptir. Nefs araya girince inancın dahi sadece sözde kaldığını defalarca gördük hemde çok acı şekillerde gördük.

    Her felaket geliyor geçiyor unutuluyor, tekrarı olmayacak gibi hatta hiç yaşanmamış gibi yaşamaya devam ediyoruz.

   Tedbir yok, eğitim yok, bilinç yok, ahlak yok, inanç yok, yaptırım yok…  

   Peki insanlarımızı öldüren deprem miydi kader miydi?

   Bu soruya kader diye cevap veren insanlara şaşarım! İnsanlarımızı deprem değil yaşanan felaketlerden ders çıkarmayan, duymazdan gelen sorgulamayan, gözünü mal, para hırs bürümüş utanmadan kızarmadan dilinde Allah kelamı ile dolaşıp İslam’dan bir haber ahlak yoksunu insanlar ve bu insanların yaptıkları işlere çanak tutan cebini dolduran sesini çıkarmayan herkes öldürdü…

    Biz bu manzarayı bu acıları çok kez gördük ama sadece gördük o yüzden tekrar tekrar yaşıyoruz…

    Hiçbir ceza yürekleri dağlayan ocakları yıkan, aileleri paramparça eden, hayalleri yarım bırakan, evlatları anasız babasız ana babaları evlatsız bırakan insanları bir ekmeğe muhtaç eden bu acıların karşılığı olamaz.

    6 Şubat Asrın felaketi değil insanlığın felaketi olarak kayıtlara geçsin, sınıfta kalınan insanlık…

   Söylenecek o kadar çok şey var ki…

 Fuzuli’nin bir sözü var, “söz söylemek İrfan ister, anlamak insan.”

Yorum Yaz

2 yorum “İNSANLIĞIN DEPREMİ”