FERİDUN ESER
İnsan, iki hece, beş harf. Ancak bu kadar değil.
İnsan, beşer. Beşer, şaşar, hata yapar, telafi eder, tövbe eder, temizlenir.
Derler ki, insan nisyan kökünden türemiş. İnsan, unutur, unutkandır.
İnsan, adem kelimesinden türemiş. İlk insan Adem, ilk peygamber. İslam, Adem demiş, Hıristiyanlık Adam. Adem, ”adam” olmalı. Adem, ”insan” olmalı, öyle yaşamalı, öyle ölmeli.
İnsan, kimine göre eşref-i mahlukat kimine göre akıllı hayvan.
İnsan, muamma.
Din insan için kimine göre devlet insan için.
Felsefe ve bilim, insanı anlamaya çalışıyor.
Dünya insan için. İnsan, dünyadan yararlanıyor, dünyaya biçim veriyor. Dünya, insan için yaratılmış. Öte yandan dünya insanı ihtiyarlatıyor. Niceleri gelmiş, niceleri gitmiş, kalan yok, doğan çok.
İnsan, sadece bedenden, maddeden mi ibaret? Hayır. Elbette maddi, bedensel yönü var. Boyu, ağırlığı, yemesi, içmesi ile. Ancak onun duyguları, düşünceleri, hayalleri, istekleri, morali var, psikolojik, ruhsal boyutu var. Bu kadar mı? Yine hayır. Onun bir de toplumsal yönü var.
İnsan, sosyal bir varlık; kendi başına var olmadı, varlığını tek başına sürdüremez.
İnsan, genel bir kavram, Mantık bilimi açısından. Milyarlarca insan var, her biri farklı ancak hepsinin ortak özellikleri, her birinin benzer yönleri var. İnsan sözcüğü bir kavram olarak, o ortak özellikleri ifade eder. Türleri var: Erkek, kadın. Biri, diğerinin yarısı, biri diğerini tamamlar hatta biri olmadan diğeri olmaz. Biri, diğeriyle var; biri, diğerine muhtaç!
İnsan, öldüğünde ceset. Et ve kemik yığını. Bir süre sonra onlar da kalmıyor. Adı kalıyor geride, hatırlayanların anılarında. Sonra, iki – üç nesil sonra adı da, hatıraları da unutuluyor. Öyle biri yaşamış mı yaşamamış mı bilen yok, umursayan yok. Bir varsın bir yoksun. Ölümle bedensel işlevler duruyor, hatta beden yok oluyor, algılayan kalmadığı için, maddi olarak ortadan kalktığı için yok deniyor. Ama hatıraları ile anılıyor, anılarda varlığı devam ediyor, hatırla-yanlarda.
İnsan, akıl mı, gönül mü? İkisi de aslında. Aklı var, gönle de sahip. İnsanı insan yapan aklı ve gönlü. Belki de o yüzden insana akıllı hayvan demişler. İnsanı hayvandan ayıran, akıl. Akla sahip olması, aklını kullanması onu insan yapıyor, üstün yapıyor. Akılla düşünüyor, aklı ve düşüncesiyle hayvandan farkını gösteriyor. Bir de gönle sahip. Gönülle seviyor, gönülle hüzünleniyor, gönülle duygulanıyor. Aklı, beyinle ilişkilendirirler; gönlü, kalple. Kalp dedikleri, sadece bir yumruk büyüklüğündeki organ mıdır? Hayır. Çoğu zaman kastedilen o değil ki! Kalp gönül, duygu yurdu. Rab, oraya bakar; oraya sığar. Rabbin sığdığı yer, koskoca bir umman gibi, ufak değil ki. Gönül, engin. İmanın yeri, kalp. Akıl, Rabbi düşünür, bulur, kavrar. Din, aklı olan içindir, aklı olan muhatap olur. Akılla kabul ettiğini kalple tasdiklersin, iman için bu şart. İman, insanın sorumluluğu.
İnsan, imtihanda. Bu geçici dünyada. Her şey geçiyor, zaman akıyor, insan da. Yediği, içtiği eriyor, tükeniyor; giydiği, eskiyor, atılıyor. Kalan sevdiği, gördüğü, tecrübe ettiği. İnsanı geliştiren, olgunlaştıran tecrübesi, bilgisi. Tecrübe ve bilgi, beyinde değil akılda, ruhta olan kazanım. Beden, beyin yok olduğunda insanda kalan, ruhta kalan ne? Tecrübe, bilgi, anılar. O yüzden insan, bir yönüyle bilgidir, tecrübedir, anıdır, gördükleri, yaşadıkları, yaptıklarıdır.
İnsan iyi ise dünya iyi. İnsan kötü ise dünya kötü. Aslında dünya (zaman) kötü değil. Dünyayı (zamanı) iyi yapan da kötü yapan da insan, yaptıkları. Dünyayı cennete çevirmek de insana, yaptıklarına bağlı; cehenneme çevirmekte. Dünyaya, zamana bahane bulmayalım. Her şey insanda, insanla ilgili, insana bağlı. İnsan iyidir, iyi doğar; sonradan bozulur, kötü olursa sonradan olur. İyi olmakta kötü olmakta kendi elinde, Rabbin kusuru değil.
Batı, insanı hayvan türü olarak görmüş. Akıllı hayvan, alet yapan hayvan, düşünen hayvan, ekonomik hayvan diye tanımlamış çoğunlukla ama neticede hayvan, öyle kabul etmiş.
İslam, eşref-i mahlukat demiş insan için. En şerefli varlık. Niye? Aklı var, Rabbini bilip bulabilir, Rabbin muhatap alıp din gönderdiği, akıl ve irade verdiği, imtihan ettiği varlık, insan. Hayvan değil, özel bir tür insan. İnsanın ilk atası yine insan, hayvan değil.
İnsan, söz sahibi, sözün muhatabı, söz insan için, sözü eden insan. İnsan, sözle anlatır, sözle anlaşır. İnsan sözle yücelir, sözle alçalır. Sözle öz birse saygı görür. Sözü ayrı özü ayrı olan, kıymetini yitirir. Öz, insanın kendidir, zatıdır. Sözü kısa kesmek gerek, çok söz deve yüküdür, vesselam.