MUHARREM HARMANDAR

Anlatmak üzerine bir anlatı yapmaya, daha önce konu edindiğim “anlamak üzerine bir anlatı”
adlı metinden yola çıkarak karar verdim. Kişi bir şeye karar verdiğinde nasıl bir yolculuk izleyeceğini,
bu yolculukta neleri “neden”den çok “nasıl” yaşayacağını ve bu yolculukta neyi nasıl anlatacağını
merak ediyor ve bunun üzerinde duruyor. Bundandır ki anlatıyı anlatmak için önce anlam sonra
söylem gelir. Anlam kurma sürecine eşlik edecek olan anlatmak eylemi, şimdi ve şu anda yapıldığı
üzere söylemden bağımsız değildir ve söylenecek olanın sorumluluğunu bizzat kendinde taşır. Bu
sorumluluğun bilincinde olarak anlatmak üzerine birtakım konulara değinilebilir.
Anlatmak kavramının nasıl anlatılabilirliği üzerinde çerçeve oluşturmaksa söylemin “söz
olabilme” özelliği kadar önemli ve geniş bir süreci barındırır. Anlatmak kavramını okumakta
olduğunuz metinden bağımsızlaştırmak doğru değildir çünkü her anlatım işe kendini anlatmakla
başlar. Kendini anlatmakla başlayan süreç anlam kurmanın eşlik etmesiyle birlikte kendinden
bağımsızlaşır. Yani söz ya da söylem dile döküldüğünde söyleyenin değildir. İnsanın kendini anlatma
ve bir şeyleri anlatma süreci de metnin kendisini anlatma sürecinden pek farklı olarak karşımıza
çıkmaz. Öncelikli olarak şu da eklenebilir ki bu metin insanla ilişkilidir ya da değildir. İnsanla ilişkili
metinler zaten insanın kendini anlatma çabasının bir ürünü nihayetinde oluşmuştur. İnsanla ilişkili
olmayan metinlerse zaten var olan ama insanın anlam kurma çabasına eşlik eden bütünlerin
parçasıdır. Buna bir fotoğraf örneğini bir doğa örneğini verebiliriz. Buradaki fark insanın anlatmak
istediği anlatıların, yani metinlerin arkasındaki düşüncedir. Buradaki ortak nokta ise anlam kurma
sürecinin de düşünce yoluyla olmasıdır. İnsan olarak istediğimiz ve bizi farklı kıldığına inandığımız
ortak nokta da bu düşünselliktir. Anlatmak kavramının bize sunduğu söylem bağımsızlığından ve
bağımlılığından yola çıkarak şu sonuçlara ulaşabiliriz:
Anlatmak kavramını anlatıyla anlatırken bile birçok farklı başlıklar altında anlatılabilir olan
kelimelerle yollarının kesişmesi anlatmanın zengin bir içerikle nasıl karşımıza çıktığını kendinden
hareketle gösterir. Bu oluşum düşünsel yolla ve anlam kurma süreciyle bütünleşir ve kendi ayakları
üzerinde duran bir metin ya da anlatım artık söyleyenden, anlatandan bağımsızdır. Anlatmanın
sağlamış olduğu özgürlüğü, anlayan kişinin anlatılana yaklaşımıyla sonuçlanabilir yahut diğer bir
deyişle başka bir boyut kazanabilir. Anlatmak, anlam üzerine bir çabayı ortaya koyuyorsa bağımsızdır.