Yönetici
Ahmet Said Çitil Bir arkadaşım vardı. On yılı aşkın bir dostluğumuz vardı. Nice şeyler paylaşmıştık onunla beraber; nice kahkahalar dolu, nice hayaller dolu, nice umutlar büyüttüğümüz günler, heyecan dolu saniyeler ve tabi gözyaşları, kırılmalar, ayrı kalmalar, ihtilafa düşmeler… Duygu denince akla gelen çocukluktan olgunluğa geçen; bazen ızdıraplı, bazen çekilmez, bazen […]
Ahmet Said ÇİTİL Ne kadar kalacağımızı bilmediğimiz dünya denen misafirhanede, ne için yaşamalı bu dünyada? Bedenlerin var olması birkaç bilim dalıyla anlatılabilir onu biliyorum ama hepimizi birbirimizden ayıran, aynı olaylara aynı sorulara verdiğimiz farklı cevaplar, farklı tepkiler…. Tanıdığımızı iddia ettiğimiz insanların neyini tanırız? Yüzlerini, boylarını yahut bedenî kusurlarını mı? Yoksa […]
Merve Nur MADEN Zamana tutunamadığımız bir çağın gölgesinde durup dinlenebilen var mı? Hangimiz göğsümüzde yemyeşil umutlar silsilesiyle sarılabiliyoruz hayallere? Ceplerimizdeki telaşı bir kenara bırakıp hangimiz derin bir nefes alabiliyoruz? Sorular girdabından çıkıp cevaplara varmanın vakti gelmiştir belki geçiyordur bile. Ne tuhaf, çoğumuz bilmediklerimizin peşindeyiz. Bildiklerini hatırlayanlardan kimler kaldı? Çok şiir […]
” Hiçbir dağ ardında sır saklamaz güneşin değdiği her yer aşikardır” Sırlı sancılar çekerek yeniden yola çıkmak için hazırlanıyorum. Alın yazı defterinin bir sayfasını daha ömür mürekkebimiz ile süsleyeceğiz Evvel yolculuktan kalan yol yorgunu gözlerim insan manzaralarına şahitlik etmek için hazır. Gideceğimiz her yere bizden bir parça bırakmak ve edipler […]
Gönülden duyanlara hem selam hem kelam olsun. Tuttuğumuz yol kalem varacağımız meclis ilim olsun deyip yüreklerinizi ferahlatarak başlamak istedim söze. Şimdi vakit yürüyüş vaktidir öze. Bir yudum huzur arar insan olduğu yerde. Renkler, kelimeler, cümleler, zihnimizden bize kalan gerçeklik noktasıdır. Çile yükü taşıdığı zamanlar olur insanın nefes almakta bile zorlandığı. […]
Talat ÖZER Bir vakit uzun uzadıya bir yolculuğa çıkmak istedim. Amacım yaralı bilinçleri olan insanlara kelimelerden iyileştirici değerler götürmek, onların yüzünün yeniden gülmesini sağlamaktı. O kişileri tahammülsüzlüğün askeri olmaktan kurtarıp gayretin aşığı olmalarını sağlamaktı. Soluk almak için Vefa’da yarım asrın ötesine işaret eden bir bozacı dükkânında oturup aynaları izledim. İnsanlar […]
Semih TEMİZ Merhaba kıymetli okur yazım vesilesiyle sizinle geçen hafta buluşacaktık fakat bedenim beynime ikaz ederek iyi değilsin dedi. Yoğun bir hayat temposunun sıhhatle olan virgül mesafesi hastane de gerçekleşti. Zor birkaç gün geçirdim. Çok şükür Şimdi beni sorarsanız iyiyim. Yazarak ve okuyarak iyileşiyorum. Ama kulağımdan silemeyeceğim bir söz var. […]
Zafer SARAÇ* Büyük bir hastalık geçirmeyenler, her şeyi anladıklarını iddia edemezler[1]. Peyami Safa Hastalık insanın hayata bakışını dumura uğratan marazi bir hal gibi görülse de bedende ve ruhta meydana gelen buhranın verdiği tecrübevi dersler sonradan husule gelecek problemlerin aşılmasını kolaylaştırır. Ruhen güçlü bir beden psikolojinin yarattığı zinde hal ile hastalığın […]
Dr. Aslı KAYA Osmanlı’nın ikinci başkenti olan Edirne tarihin her döneminde önemini korumuştur. Payitaht 1453’de İstanbul’un fethiyle Edirne’den İstanbul’a taşınmış olmasına rağmen, Osmanoğulları bu şehirle olan ilişkilerini hiçbir zaman kesmemişler; zaman zaman Edirne Sarayı’nı bir sayfiye yeri gibi kullanmış, av ve sefer yolları üzerinde olması hasabiyle Balkanlar üzerine yapılan seferlere […]
Kadir TEPE İntibah: Kaleme almış olduğu “İntibah” romanına uzun bir Çamlıca tasviriyle başlayan Namık Kemal, Çamlıca’yı şu söylemleriyle dile getirir: “İstanbul denilen güzellik kitabının içerdiği her türlü çeşitliliği, bir bakışta gösterecek noktaysa Çamlıca’dır.” Türk Edebiyatı’nın ilk edebi romanı farz edilen İntibah’ta olay örgüsü, anlatım Çamlıca’da başlayıp Bağlarbaşı’nda sona erer. Romanın […]
Yunus Emre KARA Tutunacak bir şey arıyorsak yokluğa tutunmalıyız. Varlık yokluk arazisi kadar büyük olsa da yokluğun sadeliğine ulaşacak inceliğe sahip değil. Varlığın yorgun sesi ve ölü düşüncelerinin yerine yoklukta büyük bir sükût ve huzur vardır. Dert ve tasa tek gidişlik bir bilet almışçasına veda etmiştir. Yokluk varlığın üstünde bir […]
Nilgün DAĞ Bazı filozof ve düşünürler, yüz’ü insanî gerçekliğin ve ahlâkî varoluşun başlangıcı kabul eder ve “insan yüzdür” derler. Platon, okulu Akademia’nın girişine “Geometri bilmeyen, yüzü biçimsiz ya da kolu bacağı orantısız olan giremez.” sözünü yazdırmıştır. Hippokrates, hastalığın teşhis ve tedavisinde hastanın yüzü’ndeki değerli bilgilerden faydalanmıştır. Öyle ki yüz’den kişilik […]
Prof. Dr. Hakan Hadi KADIOĞLU Sanat ve edebiyat; sahih, nitelikli ve hiçbir zaman zayi olmayan deha düzeyindeki zekâ, algılama ve anlama alanlarıdır. Hastalıklar ise hayatın, bir gerçeğidir. Sanatçılarda sıradan insanlardan farklı tepkilere yol açabilen hastalıklar, sanatçıların yüksek değerde eser/ler üretmelerine neden olabilmektedir. Farklı sanat ürünlerinde hastalık/lar/ın kullanılmasına sıkça rastlanılır. Bu […]
Haşim ÇAPAR Hastalık, insanlığın varlığından bu yana varlığını farklı şekillerde hisettiğimiz, farklı tanım ve konseptlerde ortaya atılmış bir kavram. Hastalık, en eski çağlardan günümüz modern zamanına kadar insanlığın kafasını kurcalayan, bilimi peşinden sürükleyen ve içerisinde en gizemli sırları barındıran, çeşitli tanımlarda kendinden söz ettiren bir olgu. Hastalık, kimi zaman bir […]
Prof. Dr. Pınar ÜLGEN “Gül rengi bir çember, Çiçeklerle dolu bir cepKüller, küller, Yıkıldık hepimiz!” Tarihin her döneminde farklı zamanlarda farklı sürelerle salgın hastalıklarla karşılaşılmıştır. Ancak bunlardan bir tanesi vardır ki; tarihe damga vurmuştur. Bu hastalık, Veba’dır. Orta Çağ insanları için veba hastalığı ayrı bir önem taşımaktadır. Şöyle ki bu […]
Rıdvan Yıldız Çocuklar annesinden ev yapar Oynamak için tedirginliğin üstünde Ağaç büyüyor kapital rüzgara karşı boyun eğmeden Dalları aşkın dingin bir kuşku Saklanıyor evliya yürekli göğsüm İtelenmiş portakal kabukları ucu sessiz bir kesikte Çok uzakta çiçek kokan ağaçlar Bir gömüte uzanıyor yorgun kuş tüyü Kadın ömrünce gül almamış, telaşlı Secdeler […]
Cumhurbaşkanlığı İletişim Daire Başkanlığı koordinesinde Çekmeköy Belediyesi tarafından Cumhuriyet’in 100. Yılı münasebetiyle gerçekleştirilen yarışmaya 81 il 14 ülkeden katılım sağlandı. 2 bin 259 şiirin içinden seçilen 100 şiir belli oldu. ” Telmih Dergisi Yayın Kurulu Üyesi Şair Özgür ÇOBAN’ın “AY YILDIZIM(Mahşerdeki Sancak) Adlı Şiiri de İlk 100 şiir arasında yer […]
Talat ÖZER Sayıklamalarımızla başlıyor aslında her şey. Konuşmaya ardımızı döndüğümüz o çıkmaz sokak. Yerimiz yurdumuz belirsiz bir pencere kenarı oluyor uykusu çalınmış bir gecenin lacivert sancısıyla. Öyle veya böyle geçiyor değil mi ömür. Önümüzde bir yığın yılgın takvim kanatları öylesine koparıyoruz her şeyi vakti yorumlayan bir masa saatinin içerisindeki horoz […]
Türkiye Yazarlar Birliği İstanbul şubesinde Uygur Türklerine yönelik şair Özgür Çoban tarafından verilen Diksiyondan Mikrofona eğitimi bir şiir dinletisi ile son buldu. İki kurdan oluşan 11 haftalık programa daha çok üniversite öğrencileri ilgi gösterse de lise öğrencilerinden doktora mezunlarına kadar farklı yaş ve meslek gruplarından Uygur Türkü büyük ilgi gösterdi.TYB […]
Yer beyaz, gök beyaz; tipinin, fırtınanın eksik olmadığı; renklerin yok olduğu bir mevsim ve aylardan Şubat. Ağaçlar çıplak, aksine insanlar çok giyimli, yerler buz ama insanların ağızları buharlı ayrıca bacalarımız da dumanlı, saçaklar buzlu, böcekler kuşlar yok doğa sesiz ama karda yürüyenlerin ayak sesleri var. Bir birine değmeden […]
Şiir tek başına ele alinabilecek bir edebiyat dalı değildir. Etkilendiği ve etkilediği bir çok faktör vardır. Bugünkü başlığızdan da anlaşılacağı üzere şiiri İslam şuuru açısından ele almaya ve örneklemeye çalışacağız. Kutsal kitabımız Kur’an-ı Kerim’in dili de ta ötelerden muştulanmış bir şiir dilidir aslen. Satır satır mucize ve satır satır sır […]
Hayat öyle ince varsayarak atladığımız, önemsemeden görmezden gelip sonunda şaşırıp kaldığımız detaylarla dolu ki … Varlığımın içinde hayat bulduğu , tüm sınırlı büyüklükleri içine alan uçsuz bucaksız dünya köşemdeki ilk evrenim . Kapısından içeri girdiğim ilk adımda , her köşesinde yudum yudum huzuru tattığım , sevgi pınarından umudu sulayıp mucizelere […]
Birkaç haftadır olduğu gibi bugün de karlı bir gündü her ne kadar bugün üzerimizi örtmemiş olsa da. Ayaklarımın dibinde önceki haftalardan kalma donmuş beyaz güzelliğin üzerine, rüzgârlı ve çetin geçen iki gün içerisinde üzerimize dökülen beyaz güzellik un gibi savruluyordu. Bu güneşli, umut kokan ve sevinç saçan güne inatla. Pek […]
‘Kömürhan Köprüsü Harput’a bakar’ Bu tek dize neler anlatıyor bize… Ben bir derece daha yükseltiyorum. Harput dün seni Yeditepe’den izledim Telli duvaklı bir gelin gibiydin Mevlüt ile Hıdır alay başı… Memişoğlu halay başı… Yılların ayrılık acısı yüreğimizden beyaz kâğıda yansıdı. Hasretlik Marmara gibi kabardı, Hazar Gölü’ne aktı. İçimizdeki memleket özlemine […]
Bu işin içinde olsun olmasın,herkesin ortak fikridir edebî dünyanın sahip olduğu zenginlik.Sözlü ve yazılı zeminde kendini icra eden ve edilen bu büyük dünya,en büyük hazinelerin bile pahada erişemeyeceği bir etki yaratır insanlık üzerinde.Üstelik bu zenginlik,maddi zenginliğin aksine her gün üzerine koyarak bir sonraki kuşağa aktarılarak,kartopu misali büyür de büyür.Bazen bir […]
“ Kaf Dağı’nın ardından yüzünü kopardı adam ve bir merhaba dedi gün yüzlü bir vakitte insanlara anlaşılır ve anlatılır bir lisanla. Sonra bir bir döndüler kaf dağına göç eden o cesur yüzler bildikleri ilk kelimeyi sundular insanlığa “ Merhaba” diyerek kaburgalarından kopardıkları o baharla mevsimsiz bir cemre olup düşmek için […]
Eğitim sistemleri bir ülkenin sahip olduğu tarihsel arka plan, o ülkenin sahip olduğu ve ülke üzerinde etkili olan eğitim felsefesi, ülkenin içerisinde barındırdığı kültürel ve politik faktörlere bağlı olarak değişiklikler göstermektedir. Türk eğitim sistemi içerisinde de “disiplin” önemli bir yer teşkil etmektedir. Disiplin, eğitim kurumları içerisinde bulunan düzeni korumak için […]
Tarihe altın harflerle ismini yazdırmak sözünü hep bir huzursuzluk duygusuyla okumuşumdur. Elbette çıkış noktası açısından altının kıymeti üzerinden bir değerleme yapılmış olabilir ancak, bir kaç ismin ya da eylemin puslu tarih sahnesinde altınla parlatılması yerine, tarihin kendisini altın kıymetine taşımak daha cazip bir durum olmaz mıydı? Adı halâ anılır toplumların […]
Benim kollarım darUlaşamam gönlünün odalarınaAvuçlarıma ekili fidanlarKanlara bulanmış bir bıçakUnutmayı taşıyor sırtımda Dar bir kefen sarmış kalbimiSöküp atamazBeyaz siyahın kaderiniSabır, düğmesi kopuk bir yelekkine düğmesiz beyaz bir örtüdür dilek Bir bıçak göğsümün üstündekoştukça kalbim yerine beni kıran.Sahi! Neye ağlar kanları kucaklayan? Irmaktan köprüden akar saçlarımTutuşur gökte savrulan uçlarıKöklerine kadar yanarlar, […]
Tutunamadığım bir hayattaKoy vermişken düşleriKıvrımları katılaşmış ellerimleYine de tutayım mı ellerini?Dört elle sarılmaksaSarayım sarılayım mı?En sarılmamış saklı yaralarınaHem, ne olur ki bizden başka!İki aklı yüreği korkakCesareti aşkın prangasına tutsakÇatık kaşlarının arasında kiİnce yazıya kıvrılıpGözlerimizin karasına tutulsak…O ki!Alaboraysa alabora!Batmaksa dibine kadarYanmaksa küle kadarToplasan birAyırsan hiçHem, ne olur ki bizden başka!Hayat kadar […]
Sular yıkanırken bir namaz vaktiBilmediğim şarkıları mırıldandımAnnemin dua ettiği saatlerdeZihnimde mecazlaşan günleri andımÖksüzleşti birden gönül yuvamın aydınlığıGün kırmızıHece, bir yanık kor dudaklarımdaSığmaz kalbime bulutların raksıGürültülü besteler okur dururum sevda yokuşlarındaRüzgarın kokusu bu tüten sonsuz yamaçlardaİçimde soluklanıp dururken kan kusan karıncalarİnciler yakutlara meydan okurkenGerdanımda üşür beyaz korkularBir nefestir kalbimin uçurumlarında can […]
— Üsküdar sırtlarından bir başka güzelmiş. Bir anda dilinden dökülen bu sözler arasında bir gün önce dinlediği hikâyenin tesirinde dalıp gitmişti. Evet, Kız Kulesi karşısındaydı. Bizans’ın ve Osmanlı’nın eserlerini seyre dalan görüntüsüyle kule, tüm ihtişamını sergiliyor, Avrupa’ya geçişte beni görmeden, o büyülü havamı teneffüs etmeden, geçmeyin diyordu.İtalya’dan geleli henüz iki […]
Babam Arabistan’a gitti. Hac farizasını yerine getirmek için değil ha! Ya niçin? Alın terini çölün kumuna katıp iki somun ekmek parası kazanmak, çoluk çocuğunun yüzünü güldürmek için. Annem iki çocuk ve kaderiyle baş başa kaldı. Ablam beşe, ben dörde gidiyordum. Anneme destek değil köstek olacak yaştaydık. Seksen ihtilali sonrasıydı. Özallı […]
Abdurrahim KARAKOÇ’A Fatihlerin ruhundaki sevdasıNe güzel sevdadır gönül verdiğimSütçülerin Maraş’taki edasıNe güzel sevdadır gönül verdiğim Sakarya nehrinin akışındadırSultandağlarının yokuşundadırGelinlik kızların nakışındadırNe güzel sevdadır gönül verdiğim Rehberi gözdesi Muhammet olanİlk kanun maddesi muhabbet olanÖzünde sözünde asalet olanNe güzel sevdadır gönül verdiğim Toprağım altındır taşım elmastırAlnımın teridir sanma mirastırMemleketim Ordu Konya Sivas’tırNe […]
Bir sevinç halesidir şu yağmurTutuşan gövdelerden başlarsa gül tomurcuğuSazende bir duyuşun hummalı ateşleriEl verir, uğrak yerlerinden göverir NemesisKahraman bir Yakuza’nın erdemidir kılınçBir bakıma ahenk, estetik kıvam içinde şekillenirRuhuma dokunur tarihten evler, kaldırımlarGönül pencereme konan kuş hüthüttürDamla damla kehribara donüşür Şu uçan turnalar varya, gözlerini kaçırıyorUlu ağaçlar, durmadan konuşuyorlar, konuşuyorlarFersiz kalıyor […]
Ruhumu mahmuzladım som ıstıraplı yokuşlara.. Şehrin burcuna çökmüş demirden meşum günahlarım.. Yığın yığın kaçıp, bunca çok keşkenin arasında; Sana sığınırım.. Gökyüzünün atlarını dişliyor gayb ordusu Allah’a isyan için kaldırılan kazanlardan.. Bir bir eksiliyor ömrümün zengin kafiyesi.. Ateşi sönsün diye cehenneme sızanlardan; Sana sığınırım.. Kıyamda matemi, hazin, solgun gecelerin.. Yandığımca aydınlanır […]
İnsanlık tarihi ile başlayan birbiri ile ilintili kültür ve medeniyet kavramları yanında bu kavramları kendi içinde daha evrensel olgular ile bütünleştiren uygarlık ifadesine ilişkin çeşitli yaklaşımlar ve çok sayıda farklı tanımlar oluşturulmuştur. Medeniyet, kültür ve uygarlık tanımlarını birbirinden ayıran özelikleri daha iyi anlayabilmek için bazı bilim adamlarının Fransızcadan dilimize girmiş […]
Yaşadığımız yüzyılda herkesin ağzında sakız olan bir kelime oldu ‘medeniyet’. Manasını bilmeden ve yaşantımıza olması gerektiği gibi uygulayamamış olmamıza rağmen medeni bireyler olduğumuzu iddia ediyoruz. Kelime anlamına bakılacak olursa medeniyet; belirli bir insan topluluğu veya topluluklarının belirli bir coğrafya üzerinde ve belirli bir zaman içinde ortaya koydukları değerlerle sınırlanmasıdır. […]
Güneş almayan sokakların birine düştü yolum. Balkonlardan aşağı sarkan sarmaşıklar ve adını bilmediğim daha birçok çiçek ilişti gözüme. Nemli sokakta yüzüme çarpan soğuk rüzgâra inat keyfimi kaçırmıyorum. Biletini önceden aldığım bir konsere gidiyor gibiyim. Karşı kaldırımda cumbalı ahşap evler bu şehirde böyle bir geçidin olduğuna hem tanıklık ediyor […]
Hayat bir ahenkten ibarettir ve kainat bir denge-uyum üzerinde devamlılık gösterir.Dikkatle gözlemlersek, doğanın her yerinde, büyük bir ahenk içinde devam eden ritim ve melodi beraberliği olduğunu farkederiz.Yağmur yağarken, toprak canlandığında, ateş çıktığında, rüzgar eserken, güneş doğarken ve batarken…Bir gün bir adam ve oğlu ormanda yürüyüş yaparlerken oğlunun ayağı takılır ve […]
Dokunamadığım köy işçisi avuçlarını özlüyorumTutamadığım ellerin terletiyor ellerimiAğır aksak hatırladığım umut gözlerinMavi sisli sevmelerimin aydınlık feneriydiKırmızı kuş kanadında ki ütopyamaSevginin rahmet yağmuru süzülmüyorIslanmıyor tozlu daracık gönül ovamınKavrulmuş susuz kanlı dudaklarıBeyaz masum kokulu sevdan yırtamıyorBekleyişli günahkar sert topraklarımıSevgiyi taşıyan cellat bulutlarıSize açılmış kalbimin merhametli avuçlarıGünahlarım elimde şeffaf dosyamdaKütlesi hayalimden küçük bir […]